1 Haziran 2015 Pazartesi

Kitap İncelemesi: Hayatın Kökleri

Kitap Hakkında:
Kitap: Hayatın Kökleri
Orijinal adı: The Roots of Life: A Layman's Guide to Genes, Evolution, and the Ways of Cells
Yazar: Mahlon B.Hoagland
Sayfa sayısı:165
Yayınevi: Alfa
Goodreads puanı: 4,08

İlk canlılar nasıl oluştu veya evrimin hayatımızdaki yeri ne gibi bazı sorular biyolojiyle tanışıp yüzeysel olarak evrimi gördükten sonra aklıma gelmişti.Zaten liseye geçiş sınavında öyle baştan savma bir şekilde koymuşlardı ki şu zamana kadar bunun temelinde ne yattığını merak edip durdum.Evet,lise döneminden önce de fenin biyoloji kısmını çok seviyordum.Hala da seviyorum.O yüzden bu kitap ödev olarak verildiğinde de mutlu olmuştum.

Çoğumuzun bildiği gibi şuan şanlı Osmanlı soyundan geldiğine inanan bazı koyu dindar kardeşlerimiz evrimi 3000 yıldır değişmeyen fosillerle çürütmeye çalışıyorlar.Ee tabi normal bir şey bu.Sonuçta bir padişahın primatlardan geldiğine inanmak anlaşılan birilerine zor geliyor.Fakat şöyle bir şey var eğer geçmişimizden bahsediyorsak bu gibi canlılara yani atalarımıza saygı duymak zorundayız.Sonuçta bugün evrimle ilgili çok ilginç ve kanıtlanabilir teoriler ortada.Peki bizim insanlarımız ne yapıyor? Mükemmel belgesellerin altına birtakım ayetler yazıp konuyu açıkladıklarını düşünüyorlar.Geçen zeka konusunda çığır açmış bir arkadaş Morgan Freeman'ın Throught the Wormhole belgeseli altına üşenmemiş adamın bir cümlesini almış ve koymuş.O cümle de şu "Bir şeyi görmememiz onun var olmadığı anlamına gelmez.".Hadi bunu da açıklayın bakalım diyerek ortaya atmış ama altındaki yorumlar da bir hayli komik."Adamlar kendi çelişkilerini göremiyorlar,nasıl bilim yapıyorlar?" İşte bu efsanevi soruyu en baba bilim insanı gelse de açıklayamaz bence!

Evrim,insanlığın şuana kadar geldiği anatomiyi borçlu olduğu bir olaylar dizisidir.Olaylar dizisi diyorum.Çünkü evrimde sadece organlarımız farklılaşmıyor.Bizim bu farklılaşmaya karşı bir adaptasyon süreci oluşturmamız lazım.Ha bir de bu adaptasyonların kalıcılığı var.Şuana kadar en çok takıldığım nokta da buydu zaten.Sonra bu kitaptan önce izlediğim belgesellerden birinde bununla ilgili çok zengin bilgilerle karşılaştım.Bu kitapta da bu tür olaylar yine deneylerle anlatılıyor.Bu deneylerde de tek hücreli canlılardan bakteriler kullanılıyor.Anlayacağınız yine anlatılan şeyler okuyucunun kafasında basit bir şekilde canlandırılmaya çalışılıyor ve bu kitaptaki en güzel özelliklerden bir tanesi.Sonra ikinci bölüme geçiyorsunuz orada da temel kavramlardan bahsediliyor.Üç,dört derken bölümler geçtikçe hep üstüne bir şeyler koyduğunuzu fark edip mutlu oluyorsunuz.Biyolojik farklılıklar,seksin doğuşu,bu farklılıkların nedenleri,mutasyonlar gibi konuları gördüğünüzde de kitap daha ilgi çekici hale geliyor ki benim en sevdiğim bölüm 7.bölüm olan kanser.Cidden bir hücrenin kontrolsüz çoğalıp dokuları istila etmesi bana hastalıklı bir biçimde inanılmaz geliyor.Zaten yazar da kanseri hücrenin hastalanma durumu diye açıklıyor.

Şimdi bölümler bitiyor ve sona ulaşıyoruz.Artık tüm olayları öğrenmiş bir şekilde daha fazlasını bekleyerek sayfayı açıyorsunuz ve... Bilim,deney,gözlem gibi ifadelerin tanımı! Hadi gelecekte neler yapılacağıyla ilgili kısım heyecan vericiydi.Çünkü bu kitap biraz eski olduğu için bazı şeyler günümüzde yeni yeni yapılmaya başlanmış uygulamalar.Fakat bilim,gözlem tanımlarını başa koysalarmış fena olmazmış.Çünkü bu tanımlar hayatımızın her anında yer alan şeyler.Zaten bunları bilmeyen bir insana kuram,deney,gözlem kavramlarıyla gelirseniz bir karmaşa ortaya çıkacaktır.O yüzden bu bölümü başa atıp daha heyecanlı bir şeyler konulsaydı keşke.Görünen o ki yazar kanser bölümünde zirve yapmayı tercih etmiş.

Genel olarak gördüğünüz gibi bu haftasonum dolu dolu geçti.Yaptığım yanlış kitap seçimi üzerine mükemmel 2 kitap gelince daha da mutlu oldum.Mor Salkımlı Ev kaldı ama olsun.Bir dahaki yazımda da bu kitapların aksine edebi olan bu eseri inceleyeceğim!
Hepinize mutlu ve bol kitaplı günler :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder