28 Haziran 2015 Pazar

Pride 2015

Rengarenk bir gün ve haftadan hepinize merhabalar...
Bugün hepimizin bildiği Onur Yürüyüşü vardı.Ben de bu konuyla ilgili düşüncelerimi yansıtmak istedim.Çünkü ülkemize bir baktığımızda içler acısı bir tablo görüyoruz.En azından ben öyle görüyor ve insanlığımdan utanıyorum.Dünden beri içimdekileri dökmek istiyordum,bunun için bir yazı tasarladım.Umarım bunu okurken direk "Ne saçmalıyor bu" demez,önyargılarınızı bir kenara toplarsınız.Zira yazımın bir amacı da bu.

Bildiğimiz gibi bu hafta ve önceden verilen sinyallerle "Pride 2015" adıyla hem bir onur yürüyüşü hem de eşcinsellerin evliliği ile ilgili çok ciddi bir adım atıldı.Yıllarca Amerika ve çağdaş dediğimiz Avrupa ülkelerinde yapılan zorbalıklarla kendimizden utandık.Gerek filmlerde olsun gerek insanların anlattıklarından olsun en azından bir şeyler biliyoruz.İşte Amerika eyaletlerinde verilen kararla bu yasal hale geldi ki şuana kadar yasal olmaması büyük bir insanlık hatası.Bir düşünsenize herkes size canavar gözüyle bakıyor ve seçimlerinizden dolayı yargılıyor.Bu yargılama olayıyla bizler karşılaştığımızda kendimizi kötü hissediyor ve ağlayacak duruma gelebiliyoruz.Peki bize yapılmasını istemediğimiz şeyi neden başkalarına yapıyoruz? Neden onları yargılıyor,cinsiyetlerini özgürce seçmelerine karşı ileri geri laflar ediyoruz? Ve en vahimi neden bunu yaparken dini katıyoruz? Tanrı,merhametliyse ve İslam da hoşgörü diniyse neden onları kendi düşüncelerimizde ölüme mahkum ediyoruz? Neden,neden,neden?!

Buraya da birçok neden'le biten cümle koyulabilir.Yıllarca insanların seçimlerini saklamalarına,toplumda baskı görmelerine seyirci olduk.Artık çevremize baktığımızda biraz daha duyarlı vatandaşlar görüyoruz.Bu insanlar sosyal medyada görüşlerini bildirmek için yazdıklarında da herkesten bir "prim yapma çabası" diye yorumlar geliyor.Peki ben size soruyorum.Sosyal medya ne içindir? Cidden bunu bir düşünmek,tanımlamak lazım.İnsanlar içlerindeki düşünceleri birileriyle paylaşmak istiyor ve bunu da ancak yazarak yapabileceklerine inanıyorlar ki bu doğru bir düşünce.Çünkü siz bunları nazik bir dille ifade ettiğinizde yine tepki alıyorsunuz.Fakat bilgisayar ya da kağıt öyle değil.Siz fikirlerinizi yazdığınızda size bağırmıyor yada tepki göstermiyorlar en azından.

İşte sorunumuz tam da bu değil mi? Hem dinlemiyoruz hem de bağırarak haklı olacağımıza inanıyoruz.Ya da olayı aşıp şiddet gösteriyoruz.Onur Yürüyüşü'nde de tam bu olmadı mı? Oradaki insanlar hakaret üstüne hakaret aldılar,o kadar küfür edildi ki ne anaları kaldı ne bacıları.Peki küfür etmek,şiddet göstermenin dindeki yeri ne? En basitinden din uğruna kesilen onca baş,katledilen onca kadında sessizce öne eğilen başlar neden şimdi Ramazan'ı bahane ederek oradaki insanların mutluluğunu engellemeye çalışıyor? Artık bir kendimize gelmemizin zamanı geldi.Yürüyüş yapmak herkesin hakkıdır ve işinize gelmiyorsa susarsınız.Sizin onların mutluluğunu bozup,tercihlerine laf etmenizin bir gereği yok.Tanrı eşcinselleri sevmez diye de bir şey yok.Sizin Tanrı'nızı bilemem ama benim Tanrı'm insanları tercihleri yüzünden birbirine düşürmüyor.Bu bakımdan içim de rahat,Çok da sevindim.Bunu iki sene önce de savunuyordum,şimdi de savunuyorum,her zaman da savunacağım.Şimdi de aşkın cinsiyeti yoktur diyerek mutlu bir şekilde diğer onur yürüyüşlerini,dünyadaki diğer renkleri izleyeceğim.Fakat bir yanım hep buruk olacak bugün mutlulukları yarım kalan insanlar için.Sizlerin de en azından kitap okuyanlar olarak bu gerçekliğe ulaşmış olmanızı diliyorum.
Hepinize rengarenk günler!








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder