22 Ağustos 2017 Salı

Kitap İncelemesi: Otomatik Portakal

Kitap Hakkında:
Kitap: Otomatik Portakal
Orijinal adı: A Clockwork Orange
Yazar: Anthony Burges
Sayfa sayısı: 172
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Goodreads puanı: 3,98

Muhteşem,muhteşem ve milyonlarca kez muhteşem!
Bitirdiğimde ve okuduğumda kullandığım en fazla cümle bu oldu.Evet,yıl içerisinde alınan bir kitaptı ve artık "Beni oku,beni oku" diye raflarda çürümekteydi.Stephen King O kitabını bir yere giderken yanımda götüremeyeceğim kadar kalın bir kitap olduğu için biraz ertelemeye karar verdiğimde de raftan aldım,iki günde de bitirdim.

Kitap okuduğum en adi karakterler listesinde birinci sıraya koymak istediğim bir karakter olan Alex etrafında dönüyor.Alex,dört kişilik bir çetenin lideri.Aynı zamanda kendi deyimiyle mütevazı anlatıcımız.Kendisi onlarca tecavüz,yaralama gibi suçlara karışmış ve topluma kazandırılmaya çalışılan bir genç.Her gün Korova Süt Barı'na gidip,bıçaklı süt adı verilen katkılı sütü içen ve sokaklara dehşet salan (hikayenin geçtiği yerde sokaklar holiganlarla dolu),bize şiddeti en saf haliyle verebilen bir karakter.Alex hakkında buna benzer milyon cümle kurabilirim ve hepsinde ortak olarak şiddeti de anlatabilirim.Fakat bu biraz abartılı olur.Çünkü dediğim gibi şiddet o dönem gençlerin ortak dili haline gelmiştir.




Bu şiddet ve saf kötülüğün kesilmesi için bir yöntem gerekmektedir.Ludovico adı verilen yöntem toplumun huzurunu sağlamak için devletin uygulamaya yeni yeni başladığı,suçlu ve aykırı insanları seçim hakları olmayan,otomatik portakal hayatına zincirleyen bir tür deneydir.Bu deneyden biraz bahsetmem gerekirse Alex gibi şiddete yönelimi aşırı dozda olan bireyler için uygulanan bilimsel bir yöntem değil ağır bir suçtur diyebilirim.Zaten bunu Alex üzerinde yapılanlardan çıkarmamak mümkün değil.

Aslına bakarsanız işte bu yüzden bir karakterden nefret etmek mümkün olmuyor.Çünkü Alex gibi onlarca karakter bizi rahatsız etse bile bir bakıma saf iyilik ve saf kötülük kavramlarını da sorgulatıyor.Ya da bir insanın seçim hakkı alındığında bunun nasıl olacağını.Bundan kastedilen de hükümetin bu küçük kankamız üzerinde bireyi topluma kazandırmak yerine onu bir tür makineye çeviren; cinsellik,sanat gibi çok yerinde ihtiyaçların deney ile ya da çeşitli yöntemlerde baskılanması sonucu bireyin nasıl bir ruh haline girdiğinin eleştirisidir.Kitabın arka kapağında yazan bir bölüm ise hayli etkileyicidir.



"Tüm hayvanların en zekisi,iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum..."


Bu cümleden yazarın kaleminin ne kadar keskin olacağını merak ettiyseniz size cevabım sizi rahatsız edecek kadar olacaktır.Kurduğu ingiliz argosu krallığı sizi Alex'le karşı karşıya getiriyor,hatta biraz daha devam ederseniz Alex sizi yumruklayabilir ya da usturasıyla yaralayabilir.Başlarda biraz rahatsız olduğumu itiraf etmeliyim.Galiba bir karaktere göre fazlasıyla iyilik dolu bir insan olduğum için Alex'i damgaladım.Bu yaptığım kitaptaki devlet davranışından farksızdı.Çünkü kendi etik anlayışıma göre bir karakteri dört duvar arasına hapsetmiştim bile.Sonrasında benden beklenen şey zihnimin derinliklerinde onu çıkarmaya çalışmak oldu.Ve yaptım da.Dolayısıyla yazımın başlarında yazdığım gibi en adi karakter diye damgalayamadım.En azından bir kitabı karakterler bazında değil de her şeyiyle değerlendirmem daha mantıklı bir hareket olurdu.



"Elveda,elveda,beni bitirdiniz,Tanrı sizi affetsin."



Son olarak sizi rahatsız edebilir dediğim şeyler başlangıçta size garip gelen bir anlatım tarzından kaynaklanabilir.Fakat her zaman dediğim gibi bir eseri yargılamak için onun tam anlamıyla kendini size açmasını bekleyin.Unutulmamalıdır ki her karakterden,her hikayeden öğreneceğimiz çok şey var.Alex,küçük kankamız ve mütevazı anlatıcımız da orada bir yerlerde usturasıyla bize gerçek hayatı,düşünceleri anlatmak,şiddeti saf halinde bize göstermek ve iyi-kötü kavramlarının toplumdaki yerini bize sorgulatmak için bekliyor!


"Bu öykünün sonuna filan gelirken yapacağım,işte budur kardeşlerim.Küçük kankanız Alex'le birlikte her yere gittiniz,onunla birlikte acı çektiniz ve bizim Tanrı'nın yarattığı en adi piç kurularından bazılarını dikizlediniz,hep eski kankanız Alex sayesinde.Bütün mesele genç olmamdı.Ama şimdi bu öyküyü bitirirken genç değilim kardeşlerim,değilim artık,yo hayır,Alex büyüdü filan"


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder